SURİYE BELÂSI
Suriye meselesinde hâlâ doğruları yapmadığımız açık.
İdlib'te sıkıştık.
Güvenli Bölge kalıcı bir tedbir gibi görünmüyor.
Hatırlayın, 36. paraleli Irak merkezî hükûmetine kapatan kararı da büyük başarı gibi söylemiştik.
Çekiç Güç'ün orayı bir devlet kurmak için temizlediğini çok sonra farkettik.
Barzani birden güçlendi.
Ve olan oldu.
Zamansız bir devlet çıkışı yaptı da geri püskürtüldü.
İş biraz geriye kaldı.
Uzmanlar bu güvenli Bölge de benzer bir duruma yol açacak, diyorlar.
Amerika zaman kazanmak ve önünde sonunda o işi yapmak isteyecektir, diyorlar.
Biz, ek kararlar ve uygulamalarla bunu önleyebiliriz, diyorlar.
Bunun için yapılacak en önemli iş Suriye Devleti'yle görüşmelere başlamaktır, diyorlar.
Devlet aklı bunu gerektiriyor, fakat biz esas oyun kurucular Amerika-Rusya arasında denge kurmak için kumda çabalıyoruz.
Onlar da bunu tepe tepe kullanıyorlar.
Dikkat edin Amerika Pkk terör örgütüdür diyerek adı değişmiş pkk Ypg ile iş tutuyor.
Orada da Kuzey Irak'takine benzer ama bir Pkk devleti kurdurmak istiyor.
Rusya da pkk-ypg'ye yakın.
Moskova'da pkk bürosu var.
Gözümüzün içine baka baka galiba beş yıl önce açtılar.
Demek ki her iki büyük güç de pkk taraftarı.
Kamuoyu bunları tam olarak bilmiyor.
Bu durumda biz başka türlü bir denge oyunu kurmalıyız.
Suriye ile konuşmak bunun için önemli.
Başka irili ufaklı bölge güçleriyle de akıllı ilişkiler kurulabilir.
Yanına ordu gücümüzü de koyarsak Rusya ve Amerika'yı pkk konusunda frenleyebiliriz.
Tabii orduyu da hızla yeniden güçlendirmeliyiz.
Son yaş kararlarının, önceki bir kaç yılda olduğu gibi ordunun iç düzenini sarstığı da açık.
Bu hatalar içinde bulunduğumuz şartlarda büyük yanlışlardır.
Düşmanın yapamayacağı kadar ağır kayıplara yol açar.
Tabii bu Suriye ve diğer konulardaki dengeli politika çok incelikleri olacak bir iş.
Eski yüksek diplomatik gücümüzü, dünyayı bilenlerimizi, aklı erenlerimizi ve askerî strajistlerimizi devreye sokabiliriz.
Bu güç bizde var.
Kullanmamak olacak iş değildir.
Bunları düşünmek ve yapmak zorundayız.
Aksi halde, dünyayı delilerin yönettiği bu dönemde işimiz zor.
Dünyanın da işi zor.
Bizim deli daha delidir, demek asla çare değildir.
O yıkım olur, çünkü biz orta boy bir gücüz.
Ve bizde kurumlar ve kurallar da işler halde değil.
Tepedekilerin arızasını uygulamada yumuşatacak, giderecek bürokrasi ve devlet aklı devrede değil.
Hâsılı, şu durumda akıllı veya akıllı deli olamıyorsak hiç olmazsa deli akıllı olmak zorundayız.