ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ TURNUSOL KÂĞIDI
Şehir Üniversitesi tartışmalarına iyi tarafından bakalım.
Olanı biteni anlamamıza yardım edecek bir olay karşısındayız.
İyi dediğim taraf bu.
Bu tartışmalar sayesinde gücün nasıl kullanıldığını göreceğiz.
En kritik meseledir.
"Ben seçildim, herşey benim içindir ve herşey de benim istediğim gibi olacak!" diyen bir anlayışı göreceğiz.
İlk fırsatta kanun nizam dinlemeyeceğini bildiğimiz, bizde sağda-solda çokça bulunan bir kafa böylece gelip devletin başına konmuş diyeceğiz.
Anlayacağımız budur.
Döneceğimiz yol da budur.
Bu olay dolayısıyla bir kere daha düzenin kurallarla yürüyeceğini anlıyoruz.
Kuralları esnetmek bile sistemde küçük büyük sarsıntı demektir.
Kaldı ki Şehir Üniversitesi'nin düşündürdükleri peşpeşe zelzelelerdir.
Bu depremleri farkedeceğiz.
İki taraftan da peşpeşe itiraflar geliyor.
Gelecektir.
Böylece, niçin geri kaldığımızı, niçin dünyayı anlamakta zorlandığımızı, niçin üçüncü dünya ülkelerinden aşağı keyfî uygulamalarla yaralandığımızı göreceğiz.
Niçin dünyadaki bol parayı alarak betona yatırdığımızı, aracılarla nasıl yeni zenginler yarattığımızı göreceğiz.
Hile, rüşvet, adam kayırma ve benzeri ahlâk dışı işlerle kamu imkânlarını nasıl sömürdüğümüzü göreceğiz.
Bu yağmada torunlarımızın bile borçlandırıldığını konuşacağız.
Nihayet, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi" denen ne idüğü belirsiz ucûbeye nasıl geldiğimizi düşünmeye başlayacağız.
Şehir Üniversitesi tartışmaları bu tür sorgulara ve anlamalara yol açacaktır ve çok iyi olacaktır.