ORHAN TÜRKDOĞAN DA GİTTİ

ORHAN TÜRKDOĞAN DA GİTTİ

Türk sosyolojisinin büyük ismiydi.
Güzel insandı.
Güler yüzlü, ilgili, iyilikseverlikte ön alanlardandı.
Türklüğüne hassastı.
Bayrak görünce ağlayanlar vardır ya, onlardandı.
Dünyanın neresine gitse hocalık edecek değerdeydi.
Teklifler gelse de Türkiye'den gitmeyı düşünmesi mümkün değildi.
Beş gün önce kaybettiğimiz Mario Levi gibi Türkçe denizinde ve Türkler arasında yaşamak isterdi.
1926 Malatya doğumluydu.
DTCF Felsefe sosyoloji mezunuydu.
İlim kademelerini Atatürk Üniversitesi'nde tamamladı.
Dünyayı iyi bilirdi.
Amerika'da, Almanya'da çağın ilim bakışını edinmişti.
Durmadan çalışır, çalışırdı.
Ondan daha çok eser veren bir toplumbilimcimiz yok.
60'tan fazla eseri var.
Bilenler, makalelerinin toplanmasıyla ve yayınlanmamış eserleriyle bu sayının yüzü bulacağını söylediler.
"Yoksulluk Kültürü" bizim öğrencilik yıllarımızda en çok bilinen eseriydi.
Gecekondulaşma üzerinde onun kadar çalışan ve yazan yoktur.
"Türk Toplumunda aydın sınıfın anatomisi" eseri, Osmanlı sisteminin yetiştirdiği aydın tipine eleştirilerle öne çıkar.
Emperyal anlayışa rağmen Türk unsurunun daha önde olması gerektiği fikrindedir.
Devşirme sistemi gibi tartışılan ve tartışılacak hususlardandır.
Tarihin bu dönemine bakışta başta Yılmaz Öztuna, tarihçiler aynı görüşte değillerdir.
Ülke fetheder gibi insan fethedildiği kanaatiyle devşirme sistemini, Türkleştirerek beyin yetiştirme olarak olağanüstü bir büyük devlet refleksi görenler çoğunluktadır.
Büyük Fatih'in, kanunnamesiyle bu sistemi böyle başlattığı kanaatindedirler.
Bugünün büyük devletlerinin beyin avı daha gevşek bir devşirmedir.
Orhan Türkdoğan sosyolog olarak pek çok toplum meselesinde görüş beyan etmiştir.
Çok değerlidir.
Fikirlerinin tartışılacağı muhakkaktır.
Kolay yazardı.
İsteyen yayın organlarına yazardı.
Bizim yayınladığımız dergilerde de her zaman yazdı.
Yazı dili, bana konuşması kadar başarılı görünmezdi.
Konuşurken süzülmüş bir Türkçe kullanırdı.
İnce, zarif, su gibi akan, nefis bir Türkçe.
Ömrünü ve Türklüğe, insanlığa görevini tamamlamış olarak gittiği kesindir.
Aziz, lâtif rûhu şâd olsun!