Nevzat Atlığ Bey, 97. yaşının güzelliği içinde hayatımıza değer katmaya devam ediyor.
Zaman zaman görüşürüz.
Benden çok o arar.
Bir kültür meselesi, memleket ve insanlık derdi güzel gönlünü yorduğu anda arar.
Düşünmeye doymamış, yorulmamış zihninin açıklığıyla derdini bir ölçüde anladığım düşüncesiyle dertlenir, dertleşiriz.
Son zamanlarda en çok Türkçe sefaletine dokunuyor.
Televizyonların, içler acısı dilinin ruhuna yüklediği azabı duyuruyor.
Eskiden okumuşların Türkçe'yi yanlış telaffuz etmeleri, yanlış kullanmaları ayıp sayılırdı.
Düpedüz ayıp sayılırdı.
Nevzat Bey yaşayarak, ben de okuyarak, dinleyerek biliyorum ki böyleydi.
Son konuşmamızda, yine adına açılan internet sitesini konuştuk.
Teknik bakımdan bilenler değerlendirirler ama şu apaçık görünüyor ki bu site bir hazinedir.
Yaptıklarımızı saklamak, geleceğe ulaştırmak konusundaki arızamız bize bir büyük kültür mirasını kaybettirdi.
Kurduğumuz, inceliğine erişilmez hayat değerlerini bilmiyoruz.
Dünyanın iki büyük müziğinden biri halinde yarattığımız büyük mirası bilmiyoruz.
Devlet ve millet hayatımızı süsleyen onca değerden habersiziz.
Türk çocuklarının aşağılık duygusuna düşmelerine yol açan bu mahrumiyeti bir ölçüde de olsun gidermek meselesi önümüzdedir ve zorlu derdimizdir.
Nevzat Bey'in sitesi, bu büyük mirasın muazzam örneklerini duyurmak bakımından gönlümü okşuyor.
Bu sitede yer alan eserleri dinleyen, inceleyen bir dünya müzik otoritesi, Türklerin yüksek yaratıcılığı önünde saygıyla eğilir.,
Nitekim böyle büyük isimlerin dedikleri yazdıkları elimizdedir.
Biz bilmiyoruz ki dünyaya duyuralım.
Şüphe yok ki biz kendi değerinden, değerlerinden habersiz Türk nesilleriyiz.
Koca Millî Eğitim'in bu değerlerle başı dik nesiller yetiştirme hedefinden uzaklığı yana yana söyleyeceğimiz derdimizdir.
Nevzat Hoca ile bunları konuşuyoruz.
O, bütün ömrünce bu değerlerle iç içe yaşamış ve yaşatmış bir büyük değerimiz.
Uzun ve verimli ömründe yönettiği korolar, yaptığı programlar bu internet sitesine konulmuş.
Büyük bir hazine.
Şimdi bir müjdeli haber de var:
Bu sitede yer alan ve TRT arşivinde, özel kayıtlarda bulunan bu eserlerin tamamı TRT Nağme'de yayınlanmaya başladı.
Nevzat Bey'in sunuşuyla, altı aylık kayıtların tamamlandığını söyleyeyim.
Bir yıl boyunca, her hafta Cuma günleri saat 22.00'de bu muazzam icraları dinleyebileceğiz.
Pazar Dinlemeleri'nde, klasik tadda eserler vermeye dikkat ediyorum.
Mûsikîmizin artık dinleyeni, anlayanı pek az kalmış müstesna değerdeki eserlerinden pek az yayınlıyorum.
Bugün Nevzat bey'in internet sitesinden bahsetmesem olmazdı.
Ve bugünkü eserleri de oradan seçtim.
İki kadın bestekârımızla ilgili bir programı koymak isteyişimin de haklı ve özel sebepleri var.
Dilhayat Kalfa ve Leylâ Hanım, mûsikîmizin iki büyük bestekârı.
Hatırlatmak isterim: Dünyada kadın sanatkâr sayısı ve seviyesi bakımından başımız yukardadır.
Şair, müzisyen başta olmak üzere, diğer sanatlarda bu iki isim gibi sayacağımız onlarca yüksek sanat değerimiz var.
Deha seviyesinde eserler verdikleri de söylenebilir.
Nitekim, 1790'da bu dünyadan göçen Dilhayat Kalfa için "dâhî bestekâr" tabiri kullanılmıştır.
Nevzat Atlığ sitesinden 13. cd bu.
Girip görüp, okuyup dinleyerek bu deryaya dalabilenlere aşk olsun!
http://www.nevzatatlig.com/
FACEBOOK YORUMLAR