NECMEDDİN SEFERCİOĞLU DA GİTTİ
Mütevazı bir insandı.
İnsanlık örneğiydi.
Türkçülüğün büyük ismiydi.
Kütüphaneciliğimizin ve kültür hayatımızın hatırı sayılır uzmanlarındandı.
Yayıncılık hayatımızın da büyük ismiydi.
Öğrencilik yıllarımızın Kütüphanecilik hocalarındandı.
Dil ve Tarih Coğrafya fakültesi'nin bir kaç milliyetçi hocasından biriydi.
Kızları bizimle beraber milliyetçilik ederlerdi.
Sessiz sakin tabiatine rağmen bir heyecan adamıydı.
İçinde fırtınalar kopan bir devdi.
Her bakımdan bir örnekti.
Uzun yıllar Türk Yurdu Dergisi'nin yazı işleri müdürlüğünü etti.
Hafta sonları sağlığı müsaade ettikçe dergi idaresine gelirdi.
Hararetli konuşmalarımızı misafir gibi dinlerdi.
Ancak bir soru varsa konuşurdu.
Biz onu konuştururduk.
Yaşayan bir tarihti.
Özellikle Türkçülüğün tarihini en iyi bilen oydu.
Yaşadığı yılların fotografını çeken bir zaman şâhidiydi.
Döneminin bütün milliyetçileri gibi yüksek seviyede bir aydındı.
Derdi tasası belliydi.
Hayatını Türklüğe adamıştı.
Öyle yaşadı.
Öyle göçtü.
Aziz Hocamın aziz rûhu önünde tazimle eğiliyorum!