MEHMET GENÇ DE GİTTİ

MEHMET GENÇ DE GİTTİ

İktisat tarihçisiydi.
Türk tarihçiliğinin yüz akı isimlerindendi.
Ömer Lütfi Barkan gibi bir büyük tarihçinin öğrencisiydi.
Doktora tezi, "Sanayi Devriminin Osmanlı Sanayiine Etkisi" üzerineydi.
Çalışmanın bir döneminde, Hocası, "doktora bu haliyle tamam" dediği halde onun için bitmemişti.
40 yıl sonra tamamladı.
1996 yılında İstanbul Üniversitesi "Genel Sosyoloji" ve "Metodoloji" alanında "Doktora Şeref Unvanı"'na sahip oldu.
Mükemmeliyetçilikte özel bir örnekti.

Hocası Barkan'ın metin, belge, alan çalışmalarının ve iğneyle kuyu kazmak titizliğinin şahane örneklerindendi.
Barkan da bir kültür adamı ve yayıncı olarak çok faydalandığım bir ilim adamıydı.
"Kolonizatör Türk Dervişleri" makalesini hem çok okudum, hem çok dağıttım.
Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatı eserinden bir çok kültür belgeselinde faydalandım.
Erbabı elbette bilir ama ben her şeyin kaydedildiği bir titiz inşaat ve imar çalışmasını ilk defa o eserde görmüştüm, hayret ve hayranlıkla göğsüm kabarmıştı.
Bu tür defterlerin yayını kültür tarihimizin bilinmeyen yönlerini anlamamızı sağlayacaktır.
TRT'de Klasik sanatlar Belgeseli'nde, bir çok sanatkar ve estetik detayla birlikte camiin vitraylarını yapan Sarhoş İbrahim ismini de o eserden almıştım.
Seyirciden gelen tepkileri tahmin edersiniz.

Mehmet Genç, hocası Barkan'ın anlayışını devam ettirmek yanında, daha ileri işlere imza attı.
Yazdığı her makaleyle ufuklar açan nadir ilim adamları arasında yer aldı.
Yazdıklarını benim gibi o alanlarla hiç ilgisi olmayanlara okutacak kadar güzel yazdı.
Net bir kafa.
Çok yönlü bilgiyi fikre dönüştüren bir zihin ve ifade.
Bu haliyle 1950 öncesinde yetişen ilim adamları geleneğiyle buluşan bir isim olarak ayrıca önemlidir.

"Osmanlı İmparatorluğunda Devlet ve Ekonomi” eseri çıktığında büyük bir heyecanla karşılanmıştı.
Muhtelif televizyon programlarındaki konuşmaları da , bazı ortak yayınlara giren makaleleri de alanının özgün ve her zaman müracaat edilecek eserleri halinde elimizdedir.
Tabii ki çok yazmadı.
O mükemmeli arayan zihin ve ruhtan çok yazmasını bekleyemeyeceğimizi öğrenmiştik.
Yalnız, çok şeyin kendisiyle gittiği de acı bir gerçektir.
Verdiği metodik dersler,  akademik hayatımız için mükemmel örneklerdir.
Umuyorum ki bu derslerle ilgili notlar vardır ve yayınlanacaktır.

Bugünün Türkiyesinde yaşayanlar da böyle büyük adamlarla beraber hayat sürdüler.
Bu da az şeref değildir demek teselli sayılır mı bilmiyorum.

Aziz Mehmet Genç'in, Türk'ün bu büyük evlâdının aziz ruhu şâd olsun!