KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ÖZEL ÖDÜLLERİ
Cumhurbaşkanımız, bugün Kültür ve Turizm Bakanlığı özel ödüllerinin takdim töreninde konuşmuş.
Merak edip baktım, şöyle demiş:
"Hükümetlerimiz döneminde kültür sanat alanına özel önem verdik. Kültür ve sanat insanlarımızla sürekli istişare içinde olmaya ihtimam gösterdik. Buna rağmen, geçtiğimiz 16 yıla baktığımda kültür-sanat alanında yeteri kadar mesafe kat edemediğimizden dolayı hep hayıflanırım."
Bu cümlelerin önemli bir bölümüne katılamadım.
Sebebi açık: Kültür ve sanat seviye ister.
Muhtemelen o seviyedeki isimlerle istişare etmediniz.
O seviyedeki insanlara önem vermeden de olmaz.
Dolayısıyle kültür ve sanata özel önem verildiğini söylemek mümkünse de netice ortada.
"Nerede hata ettik, nerede yanlış yapıyoruz ki bu cümleyi edecek durumdayız?" sorusu mühimdir.
Bakanlığımız bu gerçeği bilenlerin görevde bulunduğu bir merkez olmalıdır.
Öyle mi? Sanmıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı, ben mahallenin delisini konuşturayım:
Kurduğunuz kültür sanat heyetinde dokuz benzemez var.
Değerli, az değerli veya orada olmaması gereken pek çok isim.
Bir örnek daha vereyim: Nuri Pakdil'in en büyük sanatkâr kabul edildiği yerde kültür sanatın yükselmesi değil konuşulması bile beyhudedir.
En yükseğe onu koyarsak varacağımız yer yoktur.
Yani, liyakat ve ehliyet değil de "Bizim adam" seçimi tamamen yanlış yere götürür.
Nitekim aşağı çekildik.
Sebep "bizim adam"lardır.
"Bizim adam"lar sanatı bilmiyor, anlamıyor ve sevmiyor sayın Cumhurbaşkanı.
Onları yetiştirmek için bile yüksek kültür ve sanatı özümsemiş olanlara itibar etmek mecburiyettir.
Bakınız, şu sözünüz ne kadar doğru:
" (Kültür ve sanatı)En az terörle mücadele, dış politika gibi önemli bir beka meselesi olarak görüyorum."
Böyle düşünüyorsanız, böyle düşünenlerle çalışmalısınız.