İYİ ŞEYLER KONUŞALIM
İyi bir Ramazan geçiriyoruz.
Din adamlarının bizi mecbur ve mahkum müşteri gibi görüp ayar vermelerinden, şöhret ve para şehvetinden uzağız.
Televizyon kanallarında yine kürsü arayanlar çok ama alıcısı halk o kadar heyecanlı değil.
Cübbeli'den rektör de yaptığımız Hatipoğlu'na kadar bir alay komedi sahnesi aktörünün süngüsü bu yüzden düşük.
Mesela Cübbeli, koronayı kovan bir duadan bahsediyor ama kimse oralı değil.
Diyanet de oralı değil, akademilerimiz de, ilahiyatçılarımız da, belki toplumu ifsad varsa başka kurumlarımız da.
Sanki görmüyoruz, duymuyoruz.
Muhtemelen yine onlar gibi bir alay din bezirgânı yas tutuyor.
Bu Ramazan'da onların ekmeği elden gitmediyse de çok küçüldü.
Kârdan zarar demeyeceklerini o camiayı bilenler bilir.
Gösteriş cinneti duruldu.
Ben şu kadar yardım ettim, ben bu kadar iftar verdim gösterişi, lüks iftar davetleri ve benzeri bir çok iş ve faaliyet, güzelim din hayatımıza yapışmış bir leke gibiydi, gitti.
Her sene en az bir defa Umre'ye gitme gösterişi, bu acaip turistik seyahatin dine bühtan edişi de gitti.
Böylece din üzerinden sahteciliğin bazı hazır alanları geçici de olsa kapandı.
Bunları nasıl kalıcı hale getireceğimiz ayrı bir bahis.
En büyük ve katı camiamız din adamları bunları makul seviyeye çekmemize imkan verir mi bilmiyorum
Eskilerin tevhid inancında bir düstur hâkimdi:
"Olanda hayır vardır." derlerdi.
Hemen görünmese de, görmesek de öyledir.
Evet, bu korona belasının bir çok hayırlı taraflarını hemen gördük, daha da göreceğiz.
Bizim sebep olduğumuz bir felaket üzerinden Allah bize bir düşünme fırsatı verdi.
"Olanda hayır vardır!"
Kur'an, yüzlerce defa düşünün diyorken hiç oraya bakmaz olmuştuk.
Şimdi belki düşüneceğiz
A. Yağmur TUNALI
