İKİ GÖSTERİŞÇİ DİNDARLIK CÜMLESi
Mazur görünüz, söyleyeceğim.
"Helalleşme" her cümleye girer oldu.
Önüne gelen, "hakkını helâl et"siz cümle kuramaz hale geldi.
Bir çay ikram ediyorsunuz, "hakkını helâl et!".
Yol veriyorsunuz, " Hakkını helâl et!"
"Çantanız açık" diyorsunuz, " Hakkını helâl et!"
Bir hediye veriyorsunuz, "Hakkını helâl et!
Son yıllarda böyle yüzlerce günlük durum için bu kalıp kullanılıyor.
Dindarlaşma görüntüsü böyle bir dil süreci yaşattı.
Halbuki biz özel durumlarda helâllik isterdik.
Dilimizde ve hayatımızda bir ölçü vardı.
Ne, nerede ve nasıl kullanılacak belliydi.
Bu kayboldu.
Tekrar edeyim, bu cümle bizde nadir hallerde söylenirdi.
Mesela, askere, cenge, hacca, uzağa giderken, ağır ameliyata girerken, yaşlılık ve hastalık halinde, büyük bir haksızlık edildiği düşünüldüğünde ve vicdan azabı duyulduğunda.. böyle durumlarda "helallik istenir"di.
Dindar gözükme yavanlığı sahteliğe ve yıkıcılığa dönüşünce
bu incelikler kaybolmaya yüz tuttu
Bir de "Allah razı olsun!"u düşünelim:
Bu da nadir hallerde kullanılırdı.
Günlük hayatın her iyi ve fena hali için onlarca sözümüz ve deyimimiz vardı.
En yaygını ve çeşiti şekillerde kullanılanı teşekkür.
Teşekkür şükür'le aynı köktendir.
Niçin "teşekkür etmek" yetmesin?
Niçin "sağol" demek yetmesin?
Niçin özür dilemenin pek çok şekli dilimizden gitsin?
Asırlar içinde bu durumlar için bulduğumuz ve işlediğimiz onlarca söz, deyim kültürdür, medeniyettir.
İnce bir anlayışın ve yaşama sanatının göstergesidir.
Cedlerimiz bundan dolayı büyüktü.
Bundan dolayı dünya büyüğü idik.
Bundan dolayı büyük kaldık.
Türkçe'nin içinde bulunduğu bu ihmal ve gafleti dikkatlere getireceğim kitabım yakında yayınlanacak.
Orada da bu konuya girdim ve dedim ki:
"Allah razı olsun" ve "hakkını helâl et"kalıplarını kullanma yasağı gelse teşekkür ve özür gerektiren durumlarda konuşamayacak gibiyiz."
Evet tam da bu durumdayız.
Dindar gözükme furyasından mı, sahteliğe batmaktan ve onu böyle örtmeye ve gizlemeye çalışmaktan mı... bilemedim..
Özür dilemek yerine de.. teşekkür yerine de.. ve benzeri onlarca kelime ve deyim yerine de bunları kullanıyoruz.
Mesela, şöyle bir konuşma geçiyor:
"-Kaleminiz var mı ?
-Evet, buyurun.
-Allah razı olsun!"
Düşünün lütfen!
Burada kalemi verene teşekkür ederim denmez mi?
Yetmez mi?
O zaman Allah razı olmaz mı?
Bu durumda dil ve kültür darlaşmaz, kısırlaşmaz ve hatta daha büyük kayıplara uğramaz mı?