HÂLİT KIVANÇ DA GİTTİ
Sunucu, spiker, programcı, yazar, mütercim ve hukukçuydu.
Dahası vardı.
Çok yönlü bir yayıncı, sanat adamı ve aydındı.
Evet aydındı.
En çok bilindiği alan sunuculuktu.
Sunuculuğunda da yelpaze genişti.
Spor sunuculuğu apayrı bir konu halinde işlenecek önemde, renkte ve değerdedir.
Türkiye'de televizyonda ilk futbol yayınını anlatan odur.
İlk dünya kupasını televizyondan anlatan da odur.
On dünya kupasını anlatan da odur.
Eşref Şefiklerin devamıydı.
Pürüzsüz bir Türkçeyle konuşurdu.
Zengin ve tertemiz bir Türkçesi vardı.
Su gibi akardı.
Şimdikilerin "marş basmaz araba" gibi sporla hiç uyuşmaz berbat teklemelerinden, başını gözünü yara yara konuşmaya çalışmalarından çok rahatsız olduğundan eminim.
Son yıllarda, bu işkenceye benzer sunucu ve spiker tipleriyle onlara mikrofon teslim eden ve bozguna çare düşünmeyen yöneticilerin verdiği azabı da yaşadı.
Sunuculuğunda spordan müzik ve eğlence sunuculuğuna kadar on kalem sayabilirdiniz.
Büyük sanat gösterilerini de o sunardı.
BBC'de bir yıl çalışmıştı.
BBC dahil, dünyanın her yerinde ve istediği yayın organında rahatça çalışabilecek bir donanımı vardı.
Bu hususu özellikle vurgulamak istedim.
Bu ayarda özel, olgun bir meslek adamıydı.
Türkiye'nin iftihar edeceği bir isimdi.
Türkiye ve Türklük sevgisi yüksek bir aydındı.
Aydınlık yüzümüzdü.
Hukukçuydu.
Sadece hukuk mezunu değildir.
Üç ay da hakimlik etmiştir.
İçindeki spor ve gösteri dünyası sevgisi galip gelmiştir.
İyi ki öyle olmuştur diyeceğim, müstesna değerde çok yönlü bir yayıncı kazandık.
Yayıncılık deyince yazarlığını da anmak lazımdır.
Program ve sunucu metinleri özel bir alandır.
Bu işi nasıl yaptığı bugün için ders niteliğindedir.
Aydın Engin'le nehir röportaj kitabı kendi dilinden hayatıdır.
İş Bankası yayınları arasından çıkmıştır.
Eserin adı da tam onu anlatır: "Bir koltukta üç karpuz: Halit Kıvanç".
Müjdat Gezen merkezli "Ağlama Palyaço Makyajın Bozulur" kitabı da çok önemlidir.
Bu kitap da İş Bankası yayınlarındandır.
Oğlu Ümit Kıvanç da önemli bir yazar, yayıncı ve müzisyendir.
Hâlit Kıvanç, artık hakikaten zor bulunur, müstesna bir örnekti.
Büyük bir değerimizdi.
Biz Hâlit Abi derdik.
Daha çok müzik eğlence ve spor programlarındaki arkadaşlarla görürdük.
Benim tanışıklıktan öte yakınlığım olmamasına rağmen yakın hissederdim.
Öyle hissettirirdi.
Herkesin Hâlit Abisiydi.
Onu ananlardan en çok bu hitabı duyacaksınız.
Yaşı ne olursa olsun, herkesin, hepimizin ağabey dediği bir meslek büyüğüydü.
Sıcacıktı.
Hep gülümserdi.
Asık suratlı halini göremezdiniz.
Gülerek gittiğini düşündüm.
Rûhu şâd olsun!
FACEBOOK YORUMLAR