GÜNDEM GÜNDEM ÜSTÜNE
Kamuoyunu birinci dereceden meşgul edecek günde bir kaç gündem yaratıyoruz.
Gündem zenginiyiz.
Saman alevi gibi geçen gündemlerle gün günden doluyoruz.
Yüzünden konuşuyor, ezberlerle tartışıyor ve bir yerde hiçbir çözüme varmadan ve varmak istemeden kapatıyoruz.
Kim yaratıyor, kim planlıyor bilenler cevap versin.
Birileri, şunların eline bir top verelim oynasınlar, onlar oynarken biz işimize bakalım diyorlar.
Devamlı bunu yapıyorlar.
İşleri de kimin işi bilen varsa söylesin!
Hiç ara vermeksizin bunu yapıyorlar.
Biz de bu oyuna her defasında geliyoruz.
Din iman diyorlar geliyoruz.
Şu diyorlar geliyoruz, bu diyorlar geliyoruz.
Din vesair bir konu üzerinden bu kadar aldatılmaya hazır bir toplum üzerinde oyun oynamak kolaydır.
Yalnız bizim bunun yanında bir şeye dikkat etmemiz lazım.
Yaratılan gündemler içinde gerçekten gündem sayılacak arada bir çıkıyorsa çıkıyor.
Onda dokuzu milletin ve memleketin gündemi değildir.
Havanda su dövmektir.
Memlekete zulümdür.
Enerjimizi boşa harcamaktır
Zaman israfıdır.
Kafa bozmadır.
Kalp sapması yaratmadır.
Gerçeği ıskalama sebebidir.
Hatta tamı tamına gerçeği örtmedir.
Dolayısıyla kim bundan meded umarak kamuoyunu meşgul ediyorsa kötülüklerin anasını besliyor demektir.
Ayasofya'yı bir aydır gündemde tutmaya çalışmak herkesin anlayacağı bu türden bir sahte gündem örneğidir.
Şöyle:
Diyelim ki bir bölümünde namaz kılınan, her vakitte minaresinden ezan okunan Ayasofya'yı tamamen veya açık kısmı daha genişleterek cami olarak ibadete açalım mı düşüncesine geldik...
Konuyu hükumet değerlendirir ve karar verir.
Kamuoyunun fikri öteden beri açıktır.
Diyelim ki herkesin fikrini duymak ihtiyacını duydular.
Bir kere açılır ve gereği yapılır.
Açıldı, herkesin fikri gayet netti.
Hükumet açsın dediler.
Orada iş bitmeliydi.
Biz durmadık.
Bir aydır ya her gün ya ara ara sündürdükçe sündürdük.
Yunanlılar dahil bir çok dünya ülkesi bu sündürmeyle tartışmaya girdi.
Kimsenin bizim hakimiyet hakkımıza müdahale edecek hali yok ama biz konuyu gereksiz şekilde gündemde tutmak için her yönünü kullanınca dünya da devreye girdi.
Böyle arızalara da yol açtık.
Sahte gündemlerin bir yerden sonra bizi böyle ters durumlarla da zorladığını gördük.
Halbuki Cumhurbaşkanı bir karar verse iş bitecek.
Zaten kanunen de yetki ve takdir idarede.
Danıştay da böyle diyecek.
Bize niye getirdiniz der gibi bir karar çıkacak.
Aynı konuda daha önce dört defa daha böyle oldu.
Sahte gündemler içinde din eksenli olanların en çok olmasına dikkatinizi çekerim.
Arada gerçek gündemler de var tabii.
Ekonomi başta.
Sosyal medya, bütünüyle internet sahte taraflarıyla gerçek gündemdir.
Bunu sahte taraflarıyla da konuşacağız.
Şaşacaksınız, Sivas Katliamı 30 yıl sonra da gerçek gündemdir.
Yaşananlar bizi bırakmaz.
Hesabı görülmemişse hep kanamaya devam eder.
Yapanın yanına kâr kaldığını düşündüren her olay böyledir.
Fetö işinin Türkiye'de daha uzun yıllar tartılışılacağı böyle bir gerçeğimizdir.
Çünkü Fetö ile ilgili kimlerin desteği hatası, yanlışı varsa bedelini ne konuştuk, ne ödettik.
İçerdekiler, muhtemelen ağırlıkla ona inanmak gafletine uğrayan ve suçu bundan ibaret insanlarsa, durum vahimdir.
Ekonomi vesair gerçek gündemler de gündemin arkasına itildiyse gündemleri durup düşünmek ihtiyacındayız.