FIRAT KIZILTUĞ DA GİTTİ
Müzisyendi, şairdi, yazardı, Türklük sevdalısıydı.
Çok yönlü bir insandı.
Kabına sığmaz bir ruhtu.
Duygu ve sezgi adamıydı.
Böyle bir karakter, karadenizliyse heyecan seviyesi iki katında hissedilir.
Onunki dizginlenmiş halde öyleydi.
Ben tanıdığımda, Nevzat Atlığ'ın Klasik Türk Müziği Korosu'nda viyolonsel sanatçısıydı.
Aşkın taşkın mizacının kontrollü hali bir bakışta hissedilirdi
Sahnede hilal şeklinde dizilmiş koronun sazları arasında onu hemen fark ederdiniz.
Kul Ozan mahlasıyla söylediği şiirler adı üstünde halk şiiri havasındadır.
Bestelediği eserlerde aldığı eğitim öğretim öne çıkar ve Batı müziği tesiri görünür.
Viyolonsel yanında, lavta ve ud da çalardı.
Başka birkaç sazı çalmayı da belli bir seviyede başaranlardandı.
Üç sazın usulünü(metod) de kaleme almıştı.
Bildiğim kadarıyla onlar yayınlanmamış eserleri arasındadır.
Türklük duygusu sağlamdı.
Saf ve yüksek bir duyguydu ve bütün hareketlerini idare edecek kadar güçlüydü.
Şimdiki açılımcılıkta sıraya girmiş parti genel başkanlarının şuur yoksunu açıklamalarını iyi ki duymadı, görmedi.
Benzer Türklük âşıkları, büyük tarihin dilini konuşanlar gibi, onun da tahammül edeceği bir durum değildir.
Bu yönüyle Atatürk devrinin aydınlarına benzetirdim.
Türk Cumhuriyetleriyle ilgilenir, aydınlarıyla temas ederdi.
Türklük, yazdıklarında ve bestelerinde temel konulardandı.
Hâsılı, bütün hayatı, bir sevda içinde geçenlerdendi.
Gördüğü iyi şeyleri mutlaka söylerdi.
Eleştirilerinde olumlu olumsuz yönleri ihmal etmezdi.
Rahatsızdı, son yıllarda pek görüşememiştik.
Gece yarısı, Cumhurbaşkanlığı Devlet Korosunun şefi Sevgili Mehmet Güntekin, göçtüğü haberini yayınlamış.
Gördüm ve içimde bir sızı inceden yokladı.
"Birer birer gidiyorlar.." dedim.
Evet gidiyorlar.
Aziz Ağabeyimin aziz rûhu şâd olsun!
FACEBOOK YORUMLAR