DURUMUN ÖZÜ, ÖZETİ
Hem durumumuzu bileceğiz.
Hem de çare düşüneceğiz.
Şartlar elverişsiz olabilir.
İmkânlarımız sınırlı olabilir.
Göründüğümüz ve gösterdiğimiz gibi güçlü bir ekonomimiz yok .
Bunu tam anladık.
Olsun!
Buna göre hal çaresi düşüneceğiz.
Şu sözü biz halkımıza diyemedik:
"Siz evinizde kalın, parayı, geçimi düşünmeyin. Biz size herşeyi temin edeceğiz. Siz sadece sağlığınızı düşünün!"
Amerika bunu dedi.
Fransa bunu dedi.
Japonya bunu dedi.
Daha onlarca doğu ve batı ülkesi bunu dedi, diyebildi.
Çünkü ihtiyat akçeleri vardı.
Ekonomik, sosyal dengeleri iyi yönetmişlerdi.
Biz bunları diyemedik.
Bir daha anladık ki büyük borçlanmalara rağmen, yedek akçelerimizi de harcamıştık.
Suriye'den gelenlere kapıları açarak bunu yaptık.
Ölçüsüz ve çok da gerekli olmayan inşaat yatırımlarıyla bunu yaptık.
Çok yönlü israflar ederek bunu yaptık.
Bunu gördük, göreceğiz, konuşacağız.
Çünkü artık bu şekilde devam edemeyiz.
İşin bu tarafını iktisatçılar, uluslararası ilişkilerciler, siyasetçiler, sosyologlar, sosyal psikologlar.. konuşşsunlar.
Türkiye Korona virüsüne karşı şanslıydı.
Çin'den sonra bize gelişine kadar epeyce zaman vardı.
Tedbirler iyi görünüyordu.
Bir kaç büyük hata ettik.
Umre işi, Amerika'ya ve bazı Avrupa ülkelerine uçuşları geç kapatmak gibi.
Sanırım sağlık sektörümüz, kamu ve özeliyle hala iyi durumda.
Dolayısıyla alınacak tedbirleri bilecek durumdayız.
Bilim Kurulu ve bilenler hep bir ağızdan karantina, sokağa çıkma yasağı dediler.
Bunlar boşuna değildi.
Bunu yapamadık, yapamıyoruz.
Çünkü bazı işyerlerinin, fabrikaların açık kalması lazım.
Başka türlü ekonomi bu süreci kaldıramayacak.
Uzmanlar hükumetimizin sokağa çıkma yasağı koyamamasının sebebini buna bağlıyorlar.
O halde yapacağımız tek şey kalıyordu.
Halka başvurmak ve imkânı olanlardan fedâkârlık istemek.
İşte bunu doğru dürüst yapalım.
Bağışları kurumlar, kuruluşlar yönetsin.
Bırakalım bağış toplasınlar.
Yalnız biz toplarız demek, Türkiye'nin bütün bir tarihte yaşama geleneğine taban tabana zıddır.
Mesela Vakıf Medeniyeti dediğimiz, sosyal sorumluluk ve hayır duygusunun zirvesidir, halkın yürüttüğü bir iyilik hareketidir.
Bırakın herkes bağış kampanyası açsın ve onu hepimiz denetleyelim.
Daha önce devlet eliyle yapılmış bağış toplamalarına hiç bakmayalım.
Onlar çok yanlış kullanıldı, yerine gitmedi, tamam.
Bu sefer onlar da yerine gidecek.
Cumhurbaşkanının açtığı kampanyaya da, doğrudan hizmet verecek belediyelere de, vakıflara veya derneklere, mesela önemli yardım kuruluşu haline gelen Ahbab hareketine, yani Haluk Levent'e de bağışlar olsun!
Özellikle Halûk Levent'e.
Çünkü o bir iyilik hareketi başlattı.
Dillere destan bir hareket.
Yaptıkları ortada..
En sağlam yerlerden biri de o görünüyor.
Hadi Türkiye!
A. Yağmur Tunalı
