DİN İŞİ KARIŞIK
Hepimizin kafası çok karışık.
Fakat Türkiye'nin İslamcılarının kafası çok karışık.
Esasen din işi karışık.
Dinden ne kastettiğimiz belirsiz.
Herkes kendine göre bir din tarif ediyor. İslamcılar büsbütün öyle. Birbirlerinin din anlayışına düşman kesimler meydan aldı. Onlar din üzerinden tepişirken biz kaybediyoruz.
Aslında görünen açık: Kendileri ve kendi hakimiyetlerini din diye sunuyorlar. Dine bühtan ediyorlar. Ve olan oluyor. İnsanlar önce deist, sonra ateist oluyorlar. Dinden bahsedenler de dinin içinde kalmıyorlar.
İslâmcı deyince de kimi, kimleri kastettiğimizi bilecek halde değiliz.
FETÖ İslamcıydı.
DEAŞ İslamcıydı.
İslamcılar içinde Selefî görünen bütün ekoller böyle bir yıkıcılığın içindedir.
Sanıldığından daha bozucu ideolojik yapılanmalar merdiven altından açığa çıkmaya devam ediyor. İletişim çağı bunları da görünür kıldı.
Gördük ki toplumun altını oyan bildiğimiz ideolojiler değil bilmediklerimizmiş.
Gördük ki iktidara gelen bu yüz parçalı koalisyondur. Yıllar içinde dindar görünen iktidarın kendi içini de, ortakları gibi hareket eden bunları da bilme ve anlama fırsatı doğdu.
Bugün devlet içinde, mektepte, sokakta, evlerde bu anlayışlar çarpışıyor.
Tehlike büyük.
Dünün Türkiye’sinde bin yıllık din anlayışının ortak yönleri bizi bu konuda bir arada tutuyordu. Farklılıklar vardı. Mezhepler, yollar, meşrepler vardı. Tabii ki çatışma da vardı. Devlet düzenleyiciydi. Düzeni bozmayınca herkes kendi anlayışında ama ortak yaşama özellikleri içinde ve kendi rengiyle devam ederdi. "Bin yıllık inanış geleneğinin özelliği budur ve çok önemlidir. Yeni anlayışlar, bu geleneği yıkmakla meşguller.
Bizi bozan en önemli sosyal değişme budur.