Ahmet Hatipoğlu çok yönlü bir sanatkârdı.
Tanbûriydi, bestekârdı, koro şefiydi.
Çok insan yetiştirmiştir.
Bir çok klasik eserin notalarını tamir ederek, ara nağmeler ekleyerek kültür hayatımıza kazandıranlardandır.
En çok ilgilendiği alan tasavvuf mûsikîsidir.
Hem icracı, hem de bestekâr olarak bu alanı çağımızda en yüksek seviyede temsil edenler arasında müstesna bir yeri vardır.
İlhamı güçlü ve verimlidir.
Besteleri şaşılacak çeşitliliktedir.
Erbabı bilir ama dinleyici sıfatıyla pek çoğu tasavvuf mûsikîsinin klasikleri ayarındadır, diyebilirim.
TRT Radyo ve televizyonlarından daha çok yönettiği koroyu dinlerdik.
Onu asıl özel toplantılarda dinlemek lazımdı.
Yakın zamanlara kadar böyle müzikli sohbet toplantıları çok olurdu.
Hatipoğlu'nun coşkun gönlünü o meclislerde duymak ve dinlemek bulunmaz zevkti.
Tevazu abidesi bir insandı, beğenildiğini elbette duymak ister, duyunca ve görünce de bir çocuk gibi mahcup olurdu.
İstendikçe yürür, yorgunluk bilmez bir ruhla coşardı.
Çalar söyler, içe işleyen bir yüksek duyuşun hayranlığına kanatlanırdı.
Evet, onu sevenleri arasında o söz sohbet içinde coşar görmek lazımdı.
Bu kayıt anlaşılıyor ki öyle bir meclisten.
Ses kalitesine aldırmadan o güzel meclislerde geçirdiğimiz ruh esen zamanları hatırlayarak bu kaydı veriyorum.
Koca Yunus'un mısraları, Ahmet Hatipoğlu bestesi ve icrasıyla..
Ben bu yolu bilmez idim,
Aşk gönlüme düştü gider.
Aşk elinden dertli gönül,
Kaynayuben taştı gider.
FACEBOOK YORUMLAR