EŞLERİN VE GENÇLERİN HAYAL DÜNYASINDAN GERÇEK HAYATA PİŞMANLIK İÇERİSİNDE UYANIŞLARI.
Yaşım üç çeyrek olmak üzere. Hayatım hep gençlerle geçti. Hala da gençler arasında devam ediyor.. Bunun yanı sıra Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğünün referansı ile yolum cezaevlerine de düştü. Herhalde Türkiye’de benim kadar cezaevine girip çıkan yoktur. Şu an itibariyle otuzu geçti. Daha da girip çıkmaya devam ediyorum. Kısmet olursa bu hafta Adana’da Lise ve üniversite gençlerinden sonra Adana F TİPİ kapalı cezaevinde mahkûm kardeşlerimle beraber olacağım. Şikâyetçi değilim. Bana bu kapıları açan Rabbime şükürler olsun, vesile olanlardan da Allah razı olsun.
İnsanların üç türlü bilgi edinme yolu vardır. 1- Akıl yolu ile bilgi edinme ki bu erdemli bir yoldur.2- Araştırma yolu ile bilgi edinmek. Bu yol, yorucu ve meşakkatli bir yoldur. Edison’un elektriği bulmak için bine yakın deney yaptığı söylenir. 3. ise tecrübe yolu ile bilgi edinmedir. Bilgi edinmenin en kolay yolu budur ama buna da gençler önem vermiyor, eyvallah etmiyor. Bir de tecrübeyi küçümsemek için : “ Tecrübe hayatta yenilmiş( …. ) ların bileşkesidir “ diye de bir tarif geliştirmişler Ama ( ….) ğın büyüklüğüne ve küçüklüğüne göre yiyince de acısı ömür boyu devam ediyor..
Hemen söze gireyim. Manisa Lisesi Mezunları Derneği başkanı Sayın Abidin YATKIN kardeşim arkadaşlarıyla Manisa Lisesi mezunlarını ve öğretmenlerini gerek çay, gerekse yemek dolayısıyla zaman zaman bir araya getiriyorlar eksik olmasınlar beni de çağırıyorlar ben de daveti karşılıksız bırakmamaya çalışıyorum. Yemekte veya çayda birçok öğrencilerimizin arkada bir iki çocuk bırakarak boşanmış olmalarını duymak beni üzüyor. Yine yakından tanıdığım dost ve arkadaş çevresinden de bu tür haberler alıyorum. Sonra merak ettim TÜİK’e baktım. Türkiye genelinde boşanma oranlarında sırasıyla Muğla birinci. Muğla’yı da sırasıyla İzmir ve Manisa takip ediyor. Ülkemiz ve Manisa açısından üzücü bir durum.
Şunu iyi bilelim ki aile toplumun temelidir. Avrupa’ya nazaran bizde iyi olmasına rağmen maalesef son yıllardaki boşanmalar aile yapımız için çok büyük tehlike arz etmektedir. Bir defa şunu kafamıza koyalım en iyi evlilik birinci evliliktir. Öfke ve inat sonucu incir kabuğunu doldurmayacak hadiselerden dolayı yıkılan evliliklerde ve boşanan birçok çiftin “ KESKE BİRİNCİ EVLİLİĞİMİ YÜRÜTSEYDİM” yakınmalarına çokça şahit olmuşumdur.. Genelleme yapmamakla birlikte benim de görüşüm en iyi evlilik, birinci evliliktir. Bu konu ile ilgili görüşünü bana bir mektupla bildiren ve benim de bunu gençlere anlatmama müsaade eden bir öğrencimin mektubunu siz okuyucularımla paylaşayayım
“Sayın hocam sizi sürekli gençlerle beraber görüyorum. Allah size güç kuvvet versin. Ne olur onlara söyle. Karar verip evlenirken mutlaka büyüklerinin olurlarını ve onaylarını alsınlar. Evlendikten sonra da ilk kocalarının ne kadar çilesi varsa çeksinler. Özgür yaşama adına sonu olmayan maceralara girmesinler. Sizin de tanıdığınız ilk eşim, çocuğum (……….)nın babası meğer melek gibi adammış. Maalesef kıymetini bilemedim mesleğime güvenerek maddi anlamda ayaklarımın üzerine durabilirsem her şeyin düzeleceğini sanmam en büyük hatam oldu. Bir dul kadının parası ve mesleği olsa da toplum içinde kendi ayakları üstünde kalacağının zorluğunu bizzat yaşadım. Ailecik görüştüğümüz arkadaşların beylerinin bile bir anda ne kadar değiştiğini ve gerçek yüzlerini ibretle gördüm. Başarı, huzur olursa lezzet veriyormuş. Huzursuz başarı mücadelesinde insan kıdım kıdım eriyor. Dul kalmamak için yaptığım ikinci ve üçündü evlilikler hep hüsranla ve acıyla sonuçlandı.
Nefis Kalbe karşı durdu/ Gelen vurdu giden vurdu/Aradığım çok şey değil/ Yalnız ve yalnız huzurdu./Onun da kıymetini ben bilemedim.
Maalesef boşanmalarda en büyük sıkıntıyı bayanlar çekiyor. Gençler şunu iyi bilmeli ki evlilik gençlikten ziyade yaşlılıkta daha çok lazım oluyor. Yalnızlık Allah’a mahsustur. Bunu, yaşı yerine gelmiş bir büyüğünüz olarak söylüyorum ve bu sözümü yabana atmayın, diyorum. Çünkü yaşlılıkta insanlar günden güne yalnızlaşıyor. Dostlarla, arkadaşlarla beraber bindiğiniz gemide günden güne yalnızlaşıyorsunuz. Çünkü yaşlar ilerledikçe her geçen gün bir arkadaşınız, beraber yol aldığınız gemiden inerek, sessiz gemiye biniyor ve sonsuzluğa doğru yol alıyor. Biliyor ve görüyoruz ki bir gün biz de bulunduğumuz bu gemiyi terk ederek, sessiz gemiye bineceğiz. Dünyada yaşıyorsanız er geç bu geminin siz de yolcusu olacaksınız. Ama benim üzüntüm üç buçuk günlük dünya hayatımızı bir inat ve öfke yüzünden birbirimize zindan ediyoruz. Bu yüzden zindanlarda bir hiç yüzünden birbirini öldüren ve yaralayan bay - bayan eşler gördükçe daha çok üzülüyorum. Ünlü iş adamı rahmetli Sabri Ülker gençlere “ Evlenmeden önce dört gözünüzü açın, evlendikten sonra da üç gözünüzü kapatın” diyor. Yine devam ediyor. “ Evlilik pazara gittiğinizde sebzenin en tazesini, en güzelini alırsınız. Eve gelince o sebzeler mutfakta iyi de pişse, kötü de pişse atamazsınız, yemek zorundasınız. Artık bundan sonrası bir kaderdir” diyor. Ben de diyorum ki âşık olan insanlar âşık olduğu kişide görmek istediklerini görür. Göremedikleriniz büyükleriniz görür. Karar vermeden önce mutlaka büyüklerinizin olur ve onayını alın” diyorum sonra da M. Toptaş hocanın şu sözlerini kafanızın bir köşesine not edin: Allah’a imanın güzelliğinden sonra dünyada en güzel şey, uygun ve uyumlu bir eşle evlenmektir. Allah’ı inkârın çirkinliğinden sonra dünyada en kötü şey uygun ve uyumlu olmayan bir eşle evlenmektir. Güzellik gözlere ve zamana göre değişir ama uygunluk ve uyumluluk ömürlüktür. Evlilikte ben- sen malım, canım yerine malımız, canımız deyiniz. Onun sana nasıl görünmesini istiyorsan, sen de ona öyle görün. Onun sana nasıl güzel kokmasını istiyorsan sen de ona öyle güzel kokularla yaklaş. Onun ailesini kendi ailen kabul et, Sırlarınızı kimselere açmayın, ortalığa saçmayın. Üzüntüleri ve sevinçleri paylaşmada paydaş olun.” Diyor
Bu konferansımı Adana Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde gençlere verdiğimde, konferans sonucu bir gurup genç kız “ Hocam fedakârlık hep bizden bekleniyor, niye hep biz eziliyoruz?” dediklerinde onlara şunu söyledim: “ Kızlar komplekse girmeyin. Evlendikten sonra aşkı aramayın. İmzalar atıldıktan sonra aşk devam etseydi, Dünya cennet olurdu. Görmeden, sesini duymadan yapamayan âşıklar evlendikten sonra birbirinin kanını döküyorlar. Geçtiğimiz yıl siz de gördünüz bir adam, yedi ayılık hamile eşini Antalya’da 4. kat balkondan aşağı attı, hani nerede o aşk? Evlendikten sonra aşk tatile çıkar. Onun yerine SABIR- SORUMLULUK- SEVGİ SAYGI devreye girer. Aklınızı kullanın sabırla evliliğinizi devam ettirin. Sonunda siz kazanıyorsunuz. Yüz kızartıcı bir durum yoksa ana-baba yüzünden, incir kabuğunu doldurmayacak hadiselerden dolayı yuvanızı yıkmayın. Kadınlar erkeklerden daha güçlüdür. Bu gücünüzü akıllıca kullanın. Dünyayı idare edenler erkeklerdir ama erkekleri idare eden de kadınlardır.” dedim. Kafalarını salladılar ama inandılar mı bilmiyorum?
Selam ve dualarımla herkese ve herkesin çocuklarına huzurlu ve mutlu yuvalar temenni ediyorum.